Kişinin etkinliklerinde kısıtlılığa yol açan ve beynimizin en önemli işlevlerinden biri olan bellek bozukluğu sonucu ortaya çıkan bir sorun unutkanlık olarak adlandırılır. Yaşlılarda bunama hastalığının ilk bulgusu olabileceğinden dolayı özellikle ciddiye alınması gerekir. Yaşlanma ile kişilerde ılımlı bir unutkanlık olması normaldir, endişelenmeye gerek yok, “Yaşla-ilintili unutkanlık” ismi verilen bu durum ilerlemediği sürece herhangi bir hastalığa yol açmaz. Fakat bu tip hastaların periyodik olarak takip edilmesi gerekir, çünkü bu unutkanlık, eğer ilerleme gösteriyorsa, ciddi hastalıkların habercisi olabilir.
Daha genç yaşlarda görülen unutkanlığın nedeni ise sıklıkla psikiyatrik sorunlardır. Günümüzde şehir ve çalışma hayatının getirdiği stres, depresyon beyin işlevlerinden dikkatin toplanması ve kontrol etmeyi bozarak unutkanlık yapar. Ayrıca bazı vitamin eksiklikleri, guatr hastalıkları, beyin tümörleri, beyin damarındaki tıkanmalar, beyin kanamaları, MS ve daha bir çok hastalık da kendisini unutkanlıkla gösterir. Unutmamamız gerekir ki devam eden bir unutkanlık tıbbi olarak araştırılmayı hak etmektedir.
Yaşlılıktaki hangi unutkanlık durumlarında endişelenilmelidir?
Yaşlılıktaki her türlü unutkanlık bir beyin ve sinir cerrahisi uzmanı, nörolog, psikiyatrist ve geriatrist tarafından görülüp değerlendirilmelidir.
Unutkanlığı giderek artan, unutkanlık dışında yol bulamama, aritmetik yapamama, içe kapanma, canlı hayaller görme gibi ilave bulguları olan, ailesinde Alzheimer hastası olan, felç geçiren, ciddi kaza geçiren kişilerde unutkanlık daha ciddiye alınmalıdır. Bilinen bir nörolojik hastalığı olan (örnek olarak beyin damar hastalığı, Multipl Skleroz, epilepsi gibi) veya diğer tıbbi hastalıkları olan ( şeker hastalığı, kalp krizi, herhangi bir kanser gibi ) kişilerdeki unutkanlığın altında mevcut hastalıklar yatabildiğinden daha özenli ve ayrıntılı bir inceleme gerekir.
Unutkanlık nasıl değerlendirilir?
Öncelikle hekim, kişinin şikayetlerini dinler, tüm öyküsünü alır ve hastayı iyi bilen bir yakını ile konuştuktan sonra unutkanlığın günlük yaşamdaki etkisini anlar. Hastayı en iyi bilen yakını her zaman aileden birisi olmak zorunda değildir. Bazı durumlarda bu kişi, bir komşu, evdeki bakıcı kadın, mahalledeki bakkal gibi başka birisi de olabilir.
Ardından “nöropsikolojik testler” adı verilen ve kişi ile yüz yüze ona sorular sorma, çizimler yaptırma ve bazıları bilgisayar başında tuşlara basma şeklinde yaptırılan bir takım testler ile unutkanlığın tipi ve şiddeti ölçülür. Bu testlerin ardından hekim gerekli görürse beyin tomografisi, EEG, lomber ponksiyon, SPECT,PET, kan-idrar tetkikleri gibi ek tetkikleri isteyebilir. Beyin MRG incelemesi özellikle nadir rastlanan ama unutkanlığa yol açabilecek diğer nedenleri dışlamada oldukça etkindir. Bazı durumlarda B12 ve folik asit gibi basit vitamin eksiklikleri, guatr gibi hastalıklarda unutkanlık yapabileceğinden bunlara yönelik kan testleri de yapılmalıdır. Bütün tetkikler ile birlikte hekim bir klinik tanıyı koyar.
- Normal Basınçlı Hidrosefalisi olan hastalarda da unutkanlığın ön planda olduğunu unutmamalıyız ve mutlaka ayırıcı tanı yönünden daha sonra pişmanlıklar yaşamamak adına bir beyin ve sinir cerrahisi uzmanından da görüş almalıyız.
Alzheimer Hastalığı ve Unutkanlık
Alzheimer hastalığı bunama yapan hastalıklar içinde en sık izlenen bozukluk olup ilk bulgusu unutkanlıktır. Zaman içinde bu unutkanlığa yön bulamama, giyinememe, idrar tutamama ve çeşitli davranış bozuklukları eklenir.
Alzheimer hastalığı henüz nedeni tam aydınlatılamayan şekilde beyin hücrelerinin programlanandan daha erken ölmesi nedeniyle olmaktadır ,yaşla beraber her kişide beyin hücre ölümü olmaktadır ama Alzheimer hastalığında bu süreç çok hızlı ve erken olmaktadır. Hücre ölümüyle birlikte beyin yavaş yavaş küçülür. Alzheimer hastalığı bulaşıcı bir hastalık veya kanser değildir.
Bu hastalık için en önemli risk faktörü ileri yaşlı olmalarıdır. Günümüzde tüm dünyada hızla artmakta, 65 yaş ve üstü kişilerde sıklıkla görülmektedir. Alzheimer hastalığının görülme sıklığı yaş ile artmaktadır (65 yaş üstü 100 kişiden 8’inde Alzheimer hastalığı görülmektedir). Yaşlanma kaçınılmazdır. Günümüzde Türkiye’de 230 bin civarında Alzheimer hastası olduğu düşünülmektedir ve bu sayı ileride maalesef artacaktır. Genç nüfusun giderek yaşlanacağı bir ülke olarak Türkiye’de 30-40 yıl sonra bu hastalığın en önemli sağlık sorunu olacağını söyleyebiliriz. Mevcut tedavilerin erken dönemde etkili olmasından dolayı ve çeşitli koruyucu tedbirleri almak amacıyla hastalıkta ERKEN TANI çok önemlidir.
Hastalık için en önemli risk faktörleri ise Yaş (değiştirilemez faktör), geçmişte depresyon (değiştirilebilir faktör), damar hastalıkları (Kalp krizi, tansiyon yüksekliği, kolestrol yüksekliği vb gibi) değiştirilebilir faktörler, geçmişte ciddi kafa travmaları, düşük eğitim düzeyi.
Korunmak için ne yapmalıyız?
- Genel sağlımıza dikkat etmeliyiz.
- Sağlıklı yaşlanmalıyız.
- Tansiyon yüksekliği, kolestrol yüksekliği gibi kalp hastalığı riskleri bunama için de risk faktörü olduğundan kontrol altına aldırmalıyız.
- Zihinsel aktivite yapmalıyız. Bulmaca, su doku çözmeli, kitap okumalıyız.
- Düzenli yürüyüş yapmalıyız ve vücudumuzu zinde tutmalıyız.
- Düzenli beslenmeliyiz. Katı yağlar yerine sıvı yağlar tüketmeliyiz, daha çok yeşil sebzeli yiyecekler yemeliyiz.
- Özellikle depresyon gibi psikiyatrik hastalıklar varsa tedavi olmalıyız.
- Aşırı alkol tüketmemeliyiz.
- Sigara içmemeliyiz.
- Unutkanlık olduğunda “yaşlılıktandır” demeyip bir hekime başvurmalıyız.
- Normal Basınçlı Hidrosefalisi olan hastalarda da unutkanlığın ön planda olduğunu unutmamalıyız ve mutlaka ayırıcı tanı yönünden daha sonra pişmanlıklar yaşamamak adına bir beyin ve sinir cerrahisi uzmanından da görüş almalıyız.